Aktüel

Atatürk’ün Süt Kardeşi ile yazışmaları ortaya çıktı

Doç. Dr. Kenan Özkan ve Prof. Dr. Sevilay Özer’in yürüttüğü arşiv çalışmaları sonucunda mektuplar Atatürk’ün gençlik dönemine ve ailesiyle olan ilişkilerine dair önemli ipuçları sunuyor.

Abone Ol

Altınbaş Üniversitesi’nden Doç. Dr. Kenan Özkan ve Burdur Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi’nden Prof. Dr. Sevilay Özer’in yürüttüğü arşiv çalışmaları sonucunda, Atatürk’ün süt kardeşi Saime Hanım ile yaptığı yazışmalar ortaya çıkarıldı.

Mustafa Kemal Atatürk’ün hayatına dair önemli bir belge gün yüzüne çıktı. Altınbaş Üniversitesi’nden Doç. Dr. Kenan Özkan ve Burdur Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi’nden Prof. Dr. Sevilay Özer’in yürüttüğü arşiv çalışmaları sonucunda, Atatürk’ün süt kardeşi Saime Hanım ile yaptığı yazışmalar ortaya çıkarıldı. Bu mektuplar, Mustafa Kemal Atatürk’ün gençlik dönemine ve ailesiyle olan ilişkilerine dair önemli ipuçları sunuyor.

Arşivlerde yapılan titiz çalışmalar sonucunda bulunan belgeler, Atatürk’ün Diyarbakır Silvan’da Kolordu Komutanı olarak görev yaptığı 1916 yılında, süt kardeşi Saime Hanım’a yazdığı bir mektubu içeriyor. Saime Hanım, eşinin gönüllü olarak savaşa katılacağını belirttiği mektubunda, Mustafa Kemal Paşa’ya eşini himaye etmesi için ricada bulunuyor. Atatürk, bu mektuba yanıt olarak, çocukluğunda Saime Hanım ile geçirdiği zamanları anımsatırken, aileleri arasında yıllar boyu süren bağın değerini de vurguluyor.

Özellikle dikkat çeken bir diğer detay ise, Mustafa Kemal Paşa’nın 1923 yılında Saime Hanım’a 100 lira yardım göndermesi. Bu yardım, aralarındaki bağın ne denli güçlü olduğunu ve Atatürk’ün çevresine karşı ne kadar duyarlı olduğunu bir kez daha gösteriyor.

“Mektuplar, Atatürk’ün hayatına ışık tutuyor”

Doç. Dr. Kenan Özkan, yapmış oldukları çalışmalar sonucunda Atatürk’ün biyografisindeki eksikliklerin giderilmesini amaçladıklarını ifade ettiği konuşmasında şunları söyledi:

“Mustafa Kemal’in biyografisi üzerine literatürde geniş bir çalışma külliyatı var, ancak bu çalışmalar daha çok meslek hayatı ve zaferleri üzerine odaklanıyor. Çocukluk dönemi ve ailesiyle olan ilişkileri hakkında ise eksiklikler bulunuyor. Bu mektuplar, özellikle bu alanı dolduran mahiyete sahip. Biz bu biyografik boşluğu doldurmak amacıyla çalışmamızı gerçekleştirdik.”

Süt annesi olduğu biliniyordu fakat süt kardeş ilk defa ortaya çıktı

Kenan Özkan, mektupların önemini şu sözlerle vurguladı: “Bu mektuplar, Mustafa Kemal Paşa’nın süt kardeşi Saime Hanım ile olan ilişkisinin daha önce bilinmeyen yönlerini ortaya koyuyor. Ayrıca biz Atatürk’ün süt annesinin olduğunu biliyorduk fakat süt kardeşi olduğunu bu mektuplar vasıtasıyla da öğrenmiş olduk Bu ilişkiler, onun karakterine ve insan ilişkilerine dair önemli bir pencere açıyor” dedi.

“Atatürk’ün karakterini anlamamıza yardımcı oluyor”

Özkan, mektupların Mustafa Kemal Atatürk’ün karakterini anlamak açısından da önemli olduğuna dikkat çekerek “Cephede olan Kolordu Komutanı Mustafa Kemal, yoğun mesaisine rağmen süt kardeşinden gelen mektuba yanıt verme hassasiyetini gösteriyor. Yıllar sonra para yardımı talebini de olumlu şekilde karşılaması, onun ahde vefa duygusunu ve çevresindeki insanlarla yakın ilişkiler kurma hassasiyetini gösteriyor. Bu, onun bir lider olarak ne kadar insancıl olduğunu da ortaya koyuyor.”

Gelecek çalışmalar için Saime Hanım’ın yakınlarına çağrı

Çalışmalarını daha da ileri taşımak istediklerini belirten Özkan, Saime Hanım’ın yakınlarına ve konu hakkında bilgi sahibi olanlara şu çağrıda bulundu: “Saime Hanım’ın bu mektubu, Mustafa Kemal’in biyografisine önemli bir katkı sağladı. Ancak bu konudaki eksiklikleri gidermek için çalışmalarımızı sürdürmek istiyoruz. Bu nedenle, Saime Hanım’ın günümüzde hayatta olan yakınlarından, aile dostlarından veya çevresinden bilgi sahibi olanlardan katkı bekliyoruz.”

“Eşim size emanet”

Saime Hanım’ın “Muhterem kardeşim” diye başlayan mektubu şöyle: “Mektubu getiren eşim Elektrik Mühendisi Yusuf Nejad’tır. Diyarbakır’a hareket üzere olan 10 numaralı Telsiz Telgraf Müfrezesi’ne gönüllü asker olarak dahil olmuş ve hareket etmek üzeredir. Şimdi üç çocuğum var. İkisi Alman mektebine devam ediyor, büyük kızım Bülend’i tabip olması için Viyana’ya göndermeye hazırlanıyoruz. Oğlum ise Demirci Mühendisliği tahsili için Amerika’ya gidecek. Validemiz kalp rahatsızlığından müteessir. Babamız ise sıhhat ve afiyettedir. Siz kardeşimle uzun senelerden beri müşerref olamamaktan müteessiriz. İnşallah Allah-u Teâlâ yakın zamanda onu telafi eder ve sizi daha yüce mevkilerde görerek kalbimizi mutlulukla doldururuz. Eşim hakkında şefkatli himayenizi istirham ederim. Bir fotoğrafınızla cevabınızı beklediğimi arz ederim. Kardeşim efendim...”

Atatürk’ün cevabı: “Hemşirem Hanımefendi...”

Mustafa Kemal Paşa da “Hemşirem (Kız kardeşim) Hanımefendi” hitabıyla başladığı mektubunda şunları yazıyor: “Zevceniz (eşiniz) müfrezesiyle karargâhıma dahil oldu. Sizi Selanik’te gördüğümden sonraki durumunuzu ancak eşinizin getirdiği bu mektup hatırlattı. Hafızam beni yanıltmıyorsa 18 yıl önce bir Ramazan gecesiydi. Siz Girit’ten döneli çok olmamış ben de (memleketim) Selanik’e gelmiş bir talebeyken teravihe gitmek için hazırlanan babanız bizi tanıştırmıştı (...) Bülend’inizin tabipliğe hazırlanması fikrini pek yüksek ve kıymetli buldum. Sizi tebrik ederim. Arzunuz üzere size bir fotoğrafımı takdim etmek benim için şeref olacaktı. Fakat yanımda bulunmadığı gibi burada aldırmak da şimdilik mümkün değil. Ancak Beşiktaş’ta Akaretler’de 76 numarada ikamet eden validem ve hemşirem nezdinde bazı fotoğraflarım olduğunu zannederim. Çocuklarınızla gözlerinizden öperim.”