TRT World Forum 2024 açılışında konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, reyting alabilmek için dizilerde kadına ve çocuğa yönelik şiddetin meşrulaştırıldığını, alkol, uyuşturucu ve sapkın ilişkilerin normalleştirildiğini söyledi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Kongre Merkezi'nde düzenlenen TRT World Forum 2024'ün açılışında önemli açıklamalarda bulundu. Erdoğan, Türkiye'nin dizi sektöründeki başarısına vurgu yaparak, TRT yapımı dizilerin 110'dan fazla ülkede 50'yi aşkın dilde yayımlandığını belirtti. Ancak, son dönemde bazı televizyon yapımlarının kültüre, toplumsal barışa ve değerlerimize zarar verdiğini ifade etti. Erdoğan, dizilerde kadına ve çocuğa yönelik şiddetin meşrulaştırıldığını, alkol, uyuşturucu ve sapkın ilişkilerin normalleştirildiğini söyledi.
Erdoğan ayrıca, bu tür yayınların toplumda ayrımcılık yaratma amacını taşıdığına dikkat çekerek, farklı toplum kesimlerinin birbirine düşürülmeye çalışıldığını vurguladı. Aile yapısına yönelik eleştirileri reddeden Erdoğan, "Biz zaten Türkiye'nin iktidar partisi olarak LGBT denilen aile düşmanı yapıya karşıyız" dedi. Konuşmasında, Türkiye'nin toplumsal ve siyasal mühendislik projelerine sıkça maruz kaldığını belirten Cumhurbaşkanı, 28 Şubat süreci ve FETÖ'nün Kürt vatandaşlara yönelik nefret söylemlerine de dikkat çekti. Erdoğan, bu tür projelere karşı halkın direncini savunmaya devam edeceklerini ifade etti.
"LGBT denilen aile düşmanı yapıya karşıyız"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Ülkemizde üretilen dizilerin dünya genelinde neredeyse 1 milyar insana ulaştığı bu dönemde TRT'miz dizi sektörünün de öncülüğünü üstleniyor. TRT yapımı dizilerin bugün 110'dan fazla ülkede 50'yi aşkın dilde yayınlanmasından büyük bir gurur duyduğumuzu ifade etmek isterim.
Son haftalarda şu acı gerçeği ülkemiz içinde de şahit oluyoruz. Tamamen izlenme kaygısıyla çekilen diziler, filmler ve programlar ne kültürümüze ne toplumsal barışımıza ne de değerlerimizin yaşatılmasına hiçbir fayda sağlamıyor. Hatta sırf daha fazla reyting alabilmek için başta kadına ve çocuğa yönelik şiddet olmak üzere şiddetin meşrulaştırıldığını, alkol ve uyuşturucunun özendirildiğini, sapkın ve sapık ilişkilerin normalleştirildiğini görüyoruz.
Bu yayınların daha tehlikeli tarafı farklı toplum kesimlerimiz arasındaki müşterek paydayı zayıflatmayı amaçlayan provokatif yayın politikasıdır. Halkımızın mütedeyyin kesimleri, manas, cahil, kaba, çirkin gösterilirken daha seküler hayat tarzına sahip olan vatandaşlarımız ise ahlaki zafiyet içindeymiş gibi lanse edilmektedir. İstisnai örnekler üzerinden tüm aile yapımız hedefe konulmakta, toplumun temel direği olan aile adeta kötülüklerin kaynağı olarak yansıtılmaktadır. Bildiğiniz gibi biz zaten Türkiye'nin iktidar partisi olarak LGBT denilen aile düşmanı yapıya karşıyız.
FETÖ'nün medya kuruluşlarının dizileri vasıtasıyla Kürt vatandaşlarımıza yönelik nefret iklimini nasıl körüklediğini de unutmadık.
Açık söylemek gerekirse son dönemde milletimizin sinir uçlarıyla bilerek oynandığını müşahede ediyoruz. Halkımızın farklı kesimlerde infiale sebep olan televizyon yayınlarının özellikle pıtrak gibi çoğalmasının sebebi kanaatimizce sadece para kazanma hırsıyla da iza edilemez. Bu sonuçları ileriki dönemlerde çıkacak bir sosyal mühendislik projesidir. Türkiye bu tarz toplumsal ve siyasal mühendislik projelerine çok sık maruz kalmış bir ülkedir. Özellikle 28 Şubat'a giden yolun taşlarının nasıl döşendiğini hepimiz gayet iyi hatırlıyoruz. FETÖ'nün medya kuruluşlarının dizileri vasıtasıyla Kürt vatandaşlarımıza yönelik nefret iklimini nasıl körüklediğini de unutmadık. Milletimizin ezeli ve ebedi kardeşliğini dinamitleme girişimlerinde FETÖ daima başı çekmişti." dedi.