Siyaset

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sosyal medya kullanımının yaygınlaşmasıyla ahlaki açıdan ciddi bir erozyon, yozlaşma yaşanıyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Geçtiğimiz asırda üç önemli gelişme insanların hayatlarında köklü değişikliklere yol açtı. Birincisi otomobildir; insanları sokağa çıkarttı. İkincisi televizyondur; insanları tekrar eve kapattı. Üçüncüsü internettir; insanları dijital bir dünyaya hapsetti" dedi.

Abone Ol

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Geçtiğimiz asırda üç önemli gelişme insanların hayatlarında köklü değişikliklere yol açtı. Birincisi otomobildir; insanları sokağa çıkarttı. İkincisi televizyondur; insanları tekrar eve kapattı. Üçüncüsü internettir; insanları dijital bir dünyaya hapsetti" dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Atatürk Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen İlim Yayma Vakfı İlim Yayma Mükâfatları takdim törenine katılarak bir konuşma yaptı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ödül törenini de, "Bir milletin varlığını sürdürebilmesi ve geleceğine güvenle bakabilmesi, yetiştirdiği nesillerin donanımına bağlıdır" değerlendirmesinde bulundu.

“YABANCI SOSYAL MEDYA PLATFORMLARININ KULLANIMININ YAYGINLAŞMASIYLA AHLAKİ AÇIDAN CİDDİ BİR EROZYON YAŞANDIĞINI GÖRÜYORUZ”

Batı ülkeleri başta olmak üzere, dünyanın pek çok yerinde toplumların geleceklerinden duydukları endişenin en önemli sebebinin, yeni nesillerin adeta avuçlarından kayıp gittiğini görmeleri olduğunun altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Biz de kendi evlatlarımızı, teknolojiyle birlikte hızla bünyemizi saran yeni iletişim mecralarının sinsi, yıkıcı ve olumsuz etkilerine karşı korumak zorundayız. Son dönemde, yabancı sosyal medya platformlarının kullanımının yaygınlaşmasıyla ahlaki açıdan ciddi bir erozyon hatta yozlaşma yaşandığını görüyoruz. Bu platformalar vasıtasıyla millî bünyemizi tahrif ve tahrip eden sapkın akımların toplumumuza sirayet etmeye başladığına şahit oluyoruz" ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bunlarla mücadele konusunda en büyük görevin, İlim Yayma Cemiyeti ve Vakfı gibi dava sahibi, dert sahibi, medeniyet şuuru sahibi müesseselere düştüğünü vurguladı.

ÜÇ ÖNEMLİ GELİŞME İNSANLARIN HAYATLARINDA KÖKLÜ DEĞİŞİKLİKLERE YOL AÇTI

Bunun için önce Sabahattin Zaim Hoca'dan ilhamla, bugüne nasıl gelindiğine bakmak gerektiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bilindiği gibi geçtiğimiz asırda üç önemli gelişme insanların hayatlarında köklü değişikliklere yol açtı. Bunlardan biri otomobildir; insanları sokağa çıkarttı. İkincisi televizyondur; insanları tekrar eve kapattı. Üçüncüsü internettir; insanları dijital bir dünyaya hapsetti" değerlendirmesinde bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, binlerce yıldan beri insan yetiştirme ve üretimin, toplumları ayakta tutan iki önemli unsur olduğunu, insanın ailede yetiştiğini, üretimin ise iktisadi işletmede yapıldığını söyledi.

Ailede güzel insan yetiştirilirse işletmede de helal rızık üretimi olacağını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Helal rızık da insanları refaha kavuşturur. Saadeti ailesinde, refahı da işletmesinde aramayan toplumlar, bozulmaya ve nihayetinde yıkılıp gitmeye mahkûmdur. Dünyada ve ülkemizde aile kurumuna yönelik saldırılara işte bu gözle de bakmalıyız. Hayırlı insan yerine nefsinin ve hırsının kölesi bireyler yetiştiren bir yapıdan helal rızık ve onun getirdiği refah çıkmaz" ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, eskiden çocuklara, "Bir kişi sabah nasıl kalkacak? Yemeğe nasıl oturacak? Nasıl giyinecek? Sokağa nasıl çıkacak? Büyüklerine ve küçüklerine nasıl davranacak? İş ve ev hayatında nasıl hareket edecek velhasıl nasıl yaşayacak?" gibi hayatın içinde nasıl davranmalarını anlatan kuralların öğretildiğini aktardı.

Çocukların zihnine ve gönlüne bu kuralların nakşedildiğini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu terbiye eğitimini veren sosyal ve kurumsal yapı Birinci Dünya Savaşı ile birlikte yıkıldığı için uzunca bir süre tabir yerindeyse pusulasız kaldık. Sadece biz değil, sömürgeci emperyalistlerin haricindeki dünyanın tamamı benzer bir savrulmaya maruz bırakıldı. Her ne kadar İkinci Dünya Savaşı sonrasında İslam dünyasında pek çok bağımsız devlet ortaya çıktıysa da bunların kâğıt üzerinde kaldığını, gerçekte durumun hiç de öyle olmadığını biliyoruz. Cetvelle sınırlarını çizdikleri çok nüfusa ve az toprağa ya da tam tersi büyük toprağa ve az nüfusa sahip devletleri yörüngelerinde tutanlar, bunun için terörden darbeye kadar her türlü yolu denemişlerdir" diye konuştu.