Cumhurbaşkanı Erdoğan, yapay zeka ve insansız teknolojiler giderek günlük hayatımızın bir parçası haline geliyor.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “çocukların maruz kaldığı küresel kültür dayatmalarının en başında cinsiyetsizleştirme projeleri vardır. Çizgi filmlerden sinema yapımlarına, dijital oyunlardan sosyal medyaya kadar pek çok alanda evlatlarımız bu projelerle sık sık karşılaşıyor.” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli Tanıtım Programı’nda yaptığı konuşmada, aile konusunun kendileri için hayati öneme sahip olduğunun altını çizerek, "Çok erken yaşlardan itibaren çocuklar küresel kültürün dayatmalarına maruz kalmaktadır. Bunların en başında da cinsiyetsizleştirme projeleri vardır. Çizgi filmlerden sinema yapımlarına, dijital oyunlardan sosyal medyaya kadar pek çok alanda evlatlarımız bu projelerle sık sık karşılaşıyor.

Amerika başta olmak üzere birçok Batı ülkesinde ailelerin temel endişe kaynağı, çocukları objeleştiren bu sapkın akımlardır. Hep beraber el ele vererek, küresel cinsiyetsizleştirme belasının önüne geçeceğimize inanıyorum" diye konuştu.

“YAPAY ZEKÂ VE İNSANSIZ TEKNOLOJİLER GİDEREK GÜNLÜK HAYATIMIZIN BİR PARÇASI HÂLİNE GELİYOR.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, eğitimin amacının, zihni açık, ufku açık, yeniliklere açık, bilgiyi ve bilgi teknolojilerini en doğru şekilde kullanabilen, millî değerlerle donanmış, öz güven ve ideal sahibi gençler yetiştirmek olduğunu söyledi.

Bunun için değişimi kaçıran ve gerisinde kalan değil, değişimi yakalayan bir anlayışla hareket etmek gerektiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: "Dünya değişirken Türkiye nasıl aynı kalmıyorsa, bütün unsurlarıyla eğitim sistemimizin de yerinde sayması beklenemez.

Öyle bir çağda yaşıyoruz ki her gün yeni bir gelişme oluyor, yeni fikirler, yeni buluşlar, yeni yöntemler ortaya çıkıyor. Yapay zekâ ve insansız teknolojiler giderek günlük hayatımızın bir parçası hâline geliyor. Teknoloji devrimi karşısında kendini yenilemeyen bireyler, toplumlar ve ülkeler dünyadaki yarışın dışında kalmaya mahkûmdur. Dünyanın hızına yetişemeyenler her gün biraz daha geriye gitmekten kendilerini kurtaramazlar. Çağın gerektirdiği bilgi ve becerileri edinmenin vasıtası da eğitimdir. Değişim ve yenilenme eğitimin ruhunda, özünde zaten var. Yeni bilgiler ortaya çıktıkça âdemoğlu yeni sorular ve sorunlarla karşılaştıkça, ihtiyaçlar yenilendikçe eğitimin de buna ayak uydurması, kendini buna uyarlaması beklenir."

Özgür Özel, sanatçı, yazar ve gazetecileri Esenyurt'ta nöbete çağırdı. Özgür Özel, sanatçı, yazar ve gazetecileri Esenyurt'ta nöbete çağırdı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, eğitimin ömür boyu devam eden, yaşayan, canlı ve dinamik bir süreç olduğunun herkesçe gayet iyi bilindiğinin altını çizerek burada mühim olanın yenilenmeyle birlikte köklerden kopmamak olduğunu ifade etti.

“CUMHURİYET TARİHİMİZİN ÖNEMLİ BİR BÖLÜMÜNDE BİZE ÖZGÜ BİR EĞİTİM MODELİMİZ MAALESEF OLMADI”

Esas meselenin medeniyet tasavvuru nun korunması olduğunu, önemli olanın bu ülkenin varlığının, borçlu olduğu değerlerle olan bağının her şart altında muhafaza edilmesi olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, maziden atiye köprü kuran, özgün, esnek ve geleceğe ilişkin beklentileri karşılayan bir anlayışla sürecin yönetilmesi gerektiğini aktardı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha önce, eğitimin altyapısı gibi temel değerlerinde de sorunlar olduğuna işaret ederek, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Cumhuriyet tarihimizin önemli bir bölümünde bize özgü, bizi yansıtan bir eğitim modelimiz maalesef olmadı. Eğitim sistemimiz daha çok ezbere ve ezberciliğe dayanıyordu. Hayata hazırlamak yerine sınava hazırlamayı önceleyen, başarıyı sadece buna göre ölçen bir anlayış sisteme damgasını vurdu. Sanata, spora, kültüre, edebiyata hak ettiği değeri vermeyen, düşünmeyi, soru sormayı, sorgulamayı yeterince teşvik etmeyen, daha çok insan formatlamaya odaklı bir eğitim sistemiyle uzun yıllar idare ettik. Yasakçılık ve tek tipleştirme bu dönemin bir başka özelliğiydi. Meslek liselerinin ve imam hatip okullarının katsayı engeliyle önü kesildi. Başörtüsü sadece lisede değil, üniversitede, kamuda bile yasaktı. İktidarlarımız döneminde en çetin mücadeleyi işte bu jakoben, yasakçı ve baskıcı anlayışa karşı verdik."

“ÖĞRENCİLERİMİZİN BİLİM VE TEKNOLOJİNİN SADECE TÜKETİCİSİ DEĞİL, AYNI ZAMANDA TASARLAYICISI OLMASI HEDEFLENMİŞTİR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, müfredat içeriğinin bilim, teknoloji ve çevreyle bağlantılı bir yapı esas alınarak kurgulandığına işaret ederek, şunları kaydetti: "Öğrencilerimizin bilim ve teknolojinin sadece tüketicisi değil, aynı zamanda tasarlayıcısı, geliştiricisi, üreticisi olması hedeflenmiştir. Tüm bu çalışmaların nihai gayesi, evlatlarımızı ruh, kalp ve beden bütünlüğünde ahlaklı, cesaretli, iradeli, üretken, merhametli, vatansever, sorgulayıcı, yetkin ve erdemli insanlar olarak yetiştirmektir. Çocuklarımızı ve gençlerimizi, demokrasiye, Cumhuriyete, bizi millet olarak bir arada tutan temel değerlere sahip çıkan, hakka ve hukuka riayet eden bireyler olarak geleceğe hazırlamayı hedefliyoruz. Bu hedeflerin gerçekleşmesinde en büyük görev öğretmenlerimize ve elbette kıymetli ailelerimize düşüyor. Yeni eğitim öğretim döneminde öğretmenlerimizin Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli'ni sahiplenerek başarıyla hayata geçireceklerine inanıyorum. Millî Eğitim Bakanlığımız da yeni modelin öğretmenlerimize ve velilere anlatılması, toplumun kanaat önderlerinin desteğinin güçlü tutulması noktasında yoğun bir çalışma yürütecektir." dedi.

Kaynak: WOLA