Nurullah Genç, “Nasıl her kelimeleri bir araya getirdiğimiz şiir olmuyorsa her çektiğimiz de fotoğraf olmaz. Fotoğrafı fotoğraf yapabilmek için hem bilgi hem de emek lazım.” dedi.
Esenler Belediyesi’nin yayın organıŞehir Ekranı TV’de meraklılarıyla buluşan “Nurullah Genç ile Üç Köşe “ programında bu kez “Yolculuk” konuşuldu. Bilardo masası etrafında yazar Mustafa Toprak’ın sunumuyla gerçekleşen programda Genç, yolculuğun insana kattığı değerleri ve fotoğrafçılık hakkında bilgiler verdi.
Yazar Mustafa Toprak’ın sunumuyla bilardo masası etrafında gerçekleşen programda şiir, fotoğraf, bilardo, satranç, sanat, edebiyat, tarih gibi alanlarda sohbet gerçekleştiriliyor.
SESSİZLİĞİ SEVMEM
Yolculuklarda sohbet ve muhabbetin kıymetini anlatan Genç, “Herkesin sustuğu bir ortamda ‘Ne oluyor arkadaşlar? Niye böyle sustunuz?’ derim. Çünkü o bize uygun değil. Biz kıssalar insanıyız, masal insanıyız. Elbette insanların susması gereken vakitler var, susmasına bazen gerek de var. Ya hayır konuşmalı ya susmalı ama yolculuğun iyi geçebilmesi için de susmak yeterli olmuyor. Mutlaka bir yerde de konuşmak gerekiyor. Ben Kocaeli Üniversitesi’nde 7 yıl çalıştım. İstanbul’a gelip giderdik. Arkadaşlarla ortak bir araba olurdu. 1 hafta bir arkadaşımızın arabası öbür hafta başka bir arkadaşımızın arabası. Hep çok yorucu, sıkıcı olacak derlerdi yani 2 saat İstanbul’dan Kocaeli; Kocaeli’nden İstanbul’a git gel olacak. Bir süre sonra ‘Ya hocam, biz yolculuğu hiç hissetmiyoruz’ Çünkü sürekli ‘Hadi hocam bir şey anlat’ lafıyla beraber ben bir şey anlatıyorum onlar bir şey anlatıyor iki fıkra bir hikâyeyle İstanbul’a gitmiş oluyorduk” dedi.
BENİM HİKÂYEM YOLLARDA GEÇTİ
Genç sözlerini şöyle sürdürdü:
“Faruk Nafiz’in çok güzel bir beyiti var “Henüz bana ‘Yolunun sonu budur’ denmedi. ‘Ben ömrümü harcadım bu yollar tükenmedi’ diyor. Yıllardır yollardayım, nasıl geçecekti ki başka türlü. Çocukluğumdan beri düşmüşüm yollara. Evden ayrılmışım o köy senin bu köy benim, o ilçe senin bu şehir benim. Üniversite desen öyle. Üniversitede okurken sürekli çalışıyordum, yollardaydım. Yabancı dil çalışmayı bile yollarda cebimden kelimeler aktararak yapıyordum. Bugün bile çocuklarım ‘Baba, neredesin?’ dediklerinde ‘Adana’ dediğimde çocuklar şaşırıyor. ‘Baba şimdi de Adana da mısın? falan diye. Yolculuk hayatımızın önemli bir parçası ama böyle hikâyeler olmadıkça yolculuk bitmiyor. Mecburen yolculuğumuzu bu hikâyelerle süslüyoruz “ifadelerini kullandı.
HAYATIMI ALLAH MACERALARLA YARATMIŞ
Yolculukların hayata hikâyeler kazandırdığını anlatan Genç ,“Her yerde söylerim Allah benim hayatımı maceralarla yaratmış. Dolayısıyla rahat olun. Bu da bizim maceralara eklenmiş yeni bir maceradır. Mutlaka bir yerde bir şey olur. Ben bundan şikayetçi değilim. Hep şuna dua ediyorum: Hayırlısı olsun da ne olursa olsun. Yeter ki hayırsız bir şey çıkmasın karşımıza. Maceralarla dolu bir hayat ama şükür ki karşınızdayım” dedi.
FOTOĞRAFLARIMDA CİDDİ EMEĞİM VAR
Fotoğraf yolculuklarına da değinen Genç, “Fotoğraflarımda insanın bulunmasını arzu ediyorum. Çünkü insanın olduğu yerde hayat var. Rastgele bir fotoğraf, fotoğraf olmaz. Fotoğrafın bir anlamı olmalı, bir mesaj vermeli. Bir ahengi, hareketi olması gerekir. Bir kareyi yakalayabilmek için yolculuğa çıkılıyor. 3 -4 saat bekleyip bir fotoğraf çektiğim olmuştur ama o fotoğraf belki 20 ülkede sergilenip ödül almıştır. Çünkü emek vermişimdir. Fotoğraf deklanşöre bastık oldu diyebileceğimiz bir şey değil. Nasıl her kelimeleri bir araya getirdiğimiz şiir olmuyorsa her çektiğimiz de fotoğraf olmaz. Fotoğrafı fotoğraf yapabilmek için hem bilgi hem de emek lazım. Fotoğraflarımın arkasında benim ciddi emeğim var” şeklinde anlattı.