33 eserden oluşan sergide işgalci İsrail tarafından kurşunlanan Mescid-i Aksa ve Kubbet-üs Sahra’nın pencerelerindeki motifler sembol olarak el işçiliğiyle tuvallere çizildi.
Gazze, soyut bir kavram olarak ‘bellek mekân’ tanımlamasıyla toplumsal ve tarihsel hafızada insanlığın alegorik temsil alanı hâline gelirken, insan ile inşa edilmiş tüm değerlerin sınanışına, etik ve estetik sınırların tanınmayışına, doğru/yanlış muhasebesinin tereddütlü yaklaşımlarına sahne olmaya da devam etmektedir.
Evrensel değerlerin işgali, ahlaki normların ihlali ve insanın kendi ile mücadelesinde belirlediği vicdan/menfaat şeridi, tüm gerçekliğiyle dünyanın ve insanın merkezinde yaşanan değerler çatışmasının da tecessümüdür. Gazze’deki soykırım duyarlılığın, farkındalığın, tutarlılığın kırımı, tüm insani değerlerin de katlidir açıkça. Gazze’deki bebeklerin ömrü kadardır insanlığın ömrü, duruşumuzu ve benliğimizi yeniden var edebilme savaşında. Gazze’nin direnişi ise konforun mabet olduğu bu ‘Yapay Çağ’da, yapaylaşan zihinlere ve yüreklere rağmen, insanı insan yapan tüm değerlerin ablukaya alınmasına bir reddediş, yeniden diriliş ve tevhidî varoluşa dair umuttur.
Sergi, Cumhurbaşkanlığı Millet Kütüphanesi -2. Kat Fuaye Alanı’nda ziyaret edilebilir.