TRT tarafından 2017 yılında “Pozitif Değişime İlham Olmak” ilkesiyle hayata geçirilen “TRT World Citizen”da bu yıl Dr. Ghassan Abu-Sittah, Motaz Azaiza, Aditi Mayer, Nelly Cheboi, José Andrés ödül kazanan isimler oldu.
TRT’nin en önemli sosyal sorumluluk girişimleri arasında olan ve Pozitif Değişime İlham Olmak” ilkesiyle 2017 yılında hayata geçirilen “TRT World Citizen Ödülleri”, dün akşam düzenlenen gecede sahiplerini buldu.
"Yılın Dünya Vatandaşı" kategorisinde Dr. Ghassan Abu-Sittah, "İletişimci" kategorisinde Motaz Azaiza, "Gençlik" kategorisinde Aditi Mayer, "Eğitimci" kategorisinde Nelly Cheboi ve "Yaşam Boyu Başarı" kategorisinde José Andrés'e ödül almaya hak kazandı.
Toplumlarına küresel ölçekte büyük katkı sağlamış isimlere beş farklı kategoride verilen “TRT World Citizen Ödülleri”, bireylerin hikayelerini dünyaya duyurmalarına ve pozitif değişime ilham olmalarına katkı sağlıyor.
“TRT World Citizen’ın en önemli amacı küresel çapta karşı karşıya kaldığımız sorunlara yönelik çözüm arayışlarına katkı vermesidir”
TRT World Citizen Ödülleri töreninde konuşan Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, TRT'nin bu projesinin her bir insanın şerefli bir varlık olduğuna inanan ve her bir bireyin değişim yaratma kabiliyetini esas alan bir iyilik hareketi olduğunu söyledi. Altun, “Bizler değişime ilham vererek hayatlarımızın sürekli ileriye doğru giden bir hikâye olmasını istiyoruz. Zaten bugün burada bir araya gelmemize vesile olan TRT World Citizen girişiminin en önemli amaçlarından birisi de, küresel çapta karşı karşıya kaldığımız sorunlara yönelik çözüm arayışlarının ciddiyetle ele alınmasına katkı vermektir. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın daha iyi bir dünyaya dair vizyonunu özetleyen “Dünya beşten büyüktür!” manifestosu, bizim ülke olarak bu kapsamda ortaya koyduğumuz iradenin bir tezahürüdür. Aslına bakarsanız ‘Başka alternatif yok!’ iddialarının, ‘tarihin sonu’ tezlerinin ıskartaya çıkması ve ‘çok kutuplu dünya’ paradigmasının konuşulmasıyla birlikte, umut fikri yeniden güncel bir hâl almaya başladı.” şeklinde konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın uluslararası platformlarda dile getirdiği 'Daha adil bir dünya mümkün.' sözünü hatırlatan Altun, “Bu söz başkalarını da tıpkı kendimizi önemsediğimiz gibi önemsemenin, hangi yöne dönersek karşımıza çıkan krizler karşısında daha iyi çözümler üretmenin başlangıç noktasıdır. Dahası, başkaları için duyulan sınırsız sorumluluk etiğinin yansımasıdır. TRT World Citizen gibi girişimlerle biz bu irademizi, elimizdeki tüm araç ve imkanlarla güçlendirip daha ileriye ve daha somut bir düzeye taşıma noktasında yoğun bir çaba içerisindeyiz. Sadece bu gibi girişimlerle değil, uluslararası ve bölgesel ölçekte birçok siyasal ve toplumsal meselede Türkiye daima insanlıktan yana olduğunu, insanlığın faydasına çaba gösterdiğini attığı adımlarla göstermiştir. Geride bıraktığımız son birkaç yıl içinde görülmüştür ki Sayın Cumhurbaşkanımız liderliğinde Türkiye, birçok insani kriz ve birçok uluslararası sorunda ya çözümün öncüsü ya da en güçlü ortaklarından birisi olmuştur.” diye konuştu.
"İsrail'in yalanlarını ifşa etmekten vazgeçmeyeceğiz"
İsrail'in, öteden beri yalanlar üzerine inşa ettiği kara propagandasını bizzat devlet yetkililerinin, akademisyenlerinin ve medyasının aracılığıyla yaymaya çalıştığını anlatan Altun, "Fakat emin olun, bu kez başarılı olamıyor ve olamayacak. Bizler, İsrail'in yalanlarını ifşa etmekten ve hakikatleri dünyanın gündemine getirmekten asla vazgeçmeyeceğiz. Bunu yaparken haklı olmanın tek başına yeterli olmadığına, daha iyi olmanın gerekli olduğuna inanarak ilgili tüm kurum ve kuruluşlarımızla buradaki trajedinin son bulması için gerek siyaset, gerek diplomasi, gerek insani yardım, gerekse de iletişim ve medya alanında yoğun şekilde çaba göstereceğiz." dedi.
Altun, bugün Gazze'deki zulüm karşısında bozulan uluslararası sistemin, değişimin neden bir zorunluluk haline geldiğini gösterdiğini kaydederek, "Birçok Batılı uluslararası yayıncının, İsrail yanlısı, tarafgir ve hakikat karşıtı bir tutum sergiliyor oluşu da değişimin bir diğer gerekçesi olarak karşımızda durmaktadır. 100 günü aşkındır sürdürdüğü saldırılar boyunca İsrail gerek uluslararası medya kuruluşları, gerekse sosyal medya şirketleri üzerinden kara propaganda faaliyetleri ve sistematik dezenformasyon saldırıları yürütüyor. Elbette Türkiye olarak biz, her zaman olduğu gibi bu saldırılar konusunda da açık ve net bir tepki ortaya koyduk, koymaya da devam ediyoruz. İnsani ve vicdani sorumluluğumuzun gereği olarak bu saldırılara kayıtsız kalmadık, mazlum Filistin halkının yanında durduk, durmaya da devam edeceğiz." ifadelerini kullandı.
“TRT World Citizen, insanlık adına iyilik cepheleri açanları ödüllendiren bir platformdur”
Törende konuşan TRT Genel Müdürü Mehmet Zahid Sobacı, TRT World Citizen'in, çaresizliğin yerine imkânı, yok saymanın yerine itibarı, hukuksuzluğun yerine adaleti koyma iradesi sergileyen, insanlık adına iyilik cepheleri açanları ödüllendiren bir platform olduğunu söyledi. İnsanlık terazisinin bir kefesinde iradesini hakkaniyet ve adalet için sergileyenlerin, öteki kefesinde ise çıkarları için her şeyi meşrulaştırma çabasında olanların eylemlerinin olduğunu kaydeden Sobacı, "Bugün bu terazi, yüz günden fazla bir süredir şiddetli bir sarsıntı içinde. İsrail'in kendi çıkarları için Filistin ve Gazze topraklarında gerçekleştirmekten çekinmediği hudutsuz, kuralsız, acımasız katliamlarıyla terazinin acı kefesi orantısız bir şekilde dolup taşıyor. 7 Ekim'den bu yana İsrail Gazze'de 10 binden fazlası çocuk olmak üzere 24 binin üzerinde insanı katletti. 2 milyona yakın insan yerlerinden edildi. Şu anda gıda, sağlık hizmetleri gibi en temel ihtiyaçlara dahi ulaşılamayan, giriş ve çıkışa izin verilmeyen Filistinlilerin vatanından bahsediyoruz." dedi.
Sobacı, bir yerde soykırım varken, katille kurban belliyken, kelime oyunlarının kıymetiharbiyesinin de inandırıcılığının da olmadığını ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Zira, 'Annemle birlikte ölseydim' diyen Gazzeli çocuğun, 'Yavrum aç öldü' diye feryat eden annenin, çocuğunun kefenine kek koyan babanın acısının olduğu yerde kelimeler hükmünü yitirmiştir. Dünyanın bu hal-i pürmelali içerisinde, davranışlara sirayet edecek adil bir perspektifin oluşmasında medyaya büyük görev düşüyor. Bu görevin hakkını, Gazze'de 110'dan fazla gazeteci öldürülürken sesini çıkarmayan sözde uluslararası medya değil; haklının yanında olabilme iradesi gösterebilen medya kuruluşları verebilir. Bu bağlamda, insani yardımda cömertliğiyle nam salmış Türkiye'nin kamu yayıncısı olarak bizler, kavramların arkasına gizlenen ikiyüzlülüğü ortaya koyarak; medya, yayın ve yapım alanında 8 milyar insanın temsili için var gücümüzle çalışıyoruz. Olayları dünyaya tüm çıplaklığı ile anlatıyoruz. Çünkü tanık kılmanın, mesuliyeti de beraberinde getireceğine inanıyoruz."
"Türkiye gücünü ve iradesini her daim mazlumdan, haklıdan ve barıştan yana kullanmıştır"
Binlerce kilometre ötedeki insanları düşünebilmek ve onlar için harekete geçebilmenin adil ve vicdanlı bir yaklaşım gerektirdiğinin altını çizen Sobacı, "Bu yaklaşım, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın, insanlığa bir şifa reçetesi olarak sunduğu 'daha adil bir dünya' tasavvuru ile mümkündür. Yok sayılan, görmezden gelinen ya da sınıflandırılan milyarlarca insan için sergilenen bu güçlü irade dışında, ortaya konulan ne başka bir çözüm ne de bir girişim söz konusudur. Nitekim Türkiye gücünü, imkanlarını, teknolojisini ve iradesini her daim mazlumdan, haklıdan ve barıştan yana kullanmıştır." diye konuştu.
Sobacı, son 20 yıldır her alanda gerçekleştirilen büyük atılımlarla Türkiye'nin bugün kendi otomobilini, tankını, İHA'sını, SİHA'sını, SİHA gemisini, helikopterini, savaş uçağını üreten, sismik araştırmalar yapan, uzaya astronot gönderen bir ülke olarak bölgesinde lider ve dünyada söz sahibi bir konuma geldiğini belirtti.