Medya

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin “Basın Özgürlüğü Ödülleri” sahiplerini buldu.

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nin 1989 yılından bu yana verdiği “Basın Özgürlüğü Ödülleri” bu yıl kişi dalında gazeteci Timur Soykan, kurum dalında ise Deprem Bölgesi’ndeki gazeteciler adına TGC Temsilcileri ve Basın Meslek Örgütleri’ne verildi.

Abone Ol

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nin 1989 yılından bu yana verdiği “Basın Özgürlüğü Ödülleri” bu yıl kişi dalında gazeteci Timur Soykan, kurum dalında ise Deprem Bölgesi’ndeki gazeteciler adına TGC Temsilcileri ve Basın Meslek Örgütleri’ne verildi.

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nin basın özgürlüğünün önemini vurgulamak amacıyla 1989 yılından bu yana verdiği Basın Özgürlüğü Ödülleri töreninde konuşan Başkan Vahap Munyar “Basın emekçilerine yönelik psikolojik ve fiziksel şiddet, hedef gösterme eylemleri maalesef her gün biraz daha artıyor. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti olarak haberin suç olmadığını anlatmaya çalışmayı sürdüreceğiz” dedi.

TGC Burhan Felek Konferans Salonu’nda gerçekleşen törende kişi dalında gazeteci Timur Soykan, kurum dalında ise Deprem Bölgesi’ndeki gazeteciler adına TGC Temsilcileri ve Basın Meslek Örgütleri Basın Özgürlüğü Ödülü’nü aldı. 

VAHAP MUNYAR: BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ ÇAĞDAŞ DEMOKRASİLERİN OLMAZSA OLMAZIDIR

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Vahap Munyar törenin açılışında yaptığı konuşmada şunları söyledi:

“Yaşadığımız topraklarda gazeteciliğin geçirdiği zor zamanlar hiç bitmiyor. Bu yıl da 24 Temmuz Basın Özgürlüğü Günü’nü ağır sorunlarla karşılıyoruz. Basın özgürlüğü, çağdaş demokrasilerin olmazsa olmazıdır. Kamuoyunun gerçekleri öğrenme, doğru haber alma hakkı olarak belirlenen basın özgürlüğünün önündeki engeller bu ülkede yaşayan her yurttaşı olumsuz etkiliyor. Sansür, oto sansür, haberlere erişimin engellenmesi, yayın durdurma, ağır para cezaları, resmi ilan kesintileri, basın ve düşünceyi ifade özgürlüğünün önündeki önemli engeller olmaya devam ediyor. Basın emekçilerine yönelik psikolojik ve fiziksel şiddet, hedef gösterme eylemleri maalesef her gün biraz daha artıyor. Basın Özgürlüğü Anayasamız gereğince resmi makamların müdahalesi olmaksızın haber veya fikir almak ya da vermek serbestliğini kapsıyor. Bu yüzden ülkedeki tüm partilerin, kamu ve özel kurumların basın ve düşünceyi ifade özgürlüğüne saygı göstermesi büyük önem taşıyor. Günümüz koşullarında basın sektöründe çığ gibi büyüyen işsizliğin var olduğu, halkın habere ulaşma yollarının her gün biraz daha daraldığı, kamuoyunun haber alma özgürlüğüne ket vurulduğu bir ortamda Türkiye Gazeteciler Cemiyeti olarak haberin suç olmadığını anlatmaya çalışmayı sürdüreceğiz.

Bu yıl 36’ıncısını düzenlediğimiz Basın Özgürlüğü Ödülleri törenimizde ödül alacak olan tüm meslektaşlarımızı gazetecilik adına verdikleri zorlu mücadele için kutluyorum. Seçici kurul üyelerimize teşekkür ediyorum. 

Deprem Bölgesindeki meslektaşlarımızın ailelerini, arkadaşlarını, evlerini, iş yerlerini kaybetmelerine, uğradıkları tüm baskılara rağmen gazetecilik mesleğini sürdürmeye devam etmelerinin olağanüstü bir fedakârlık olduğunu biliyoruz.  Yönetim Kurulumuz adına inatla araştırmacı gazeteciliğe devam eden, yurttaşlarımızı bilgilendiren, deprem bölgesinde görev yapan tüm meslektaşlarımıza şükranlarımızı sunuyorum.

Biliyorsunuz 24 Temmuz aynı zamanda Lozan Antlaşması’nın da imzalandığı gün olarak tarihimiz açısından son derece önemli. 24 Temmuz 1923 tarihinde İsviçre’nin Lozan kentinde uzun ve sert görüşmelerden sonra İsmet İnönü Başkanlığındaki Lozan heyeti Türkiye’nin bağımsızlık belgesi olan ‘Lozan Antlaşması’nı imzalamıştı. Kurtuluş Savaşımızın sonucunda kazanılan Lozan Belgesi ile de Türkiye gelişmiş ülkeler arasında saygın bir yer almayı başarmıştı. Bu anlaşmaya imza atan yurtsever siyasetçileri de sevgi ve saygıyla anıyoruz. Biliyorsunuz dünyanın her yerinde gazeteciler çok zor koşullarda görev yapıyor. Gazze’deki Filistin hükümetinin medya ofisinin yaptığı açıklamaya göre İsrail saldırılarında ölen gazeteci sayısı 163’e ulaştı. İsrail’in bir insanlık suçu olan Filistin halkına, sağlık çalışanlarına yönelik saldırısını kınıyoruz, bir an önce savaşın bitmesini umut ediyoruz. Törenimize katıldığınız için Yönetim Kurulumuz adına teşekkürlerimi sunuyorum.”

TİMUR SOYKAN: NE KADAR TEHDİT EDERLERSE ETSİNLER HABERLERİMİZİ HALKA ULAŞTIRMAYA DEVAM EDECEĞİZ

Kişi dalında ödül alan gazeteci Timur Soykan ödül alırken yaptığı konuşmada şunları söyledi:

“Her gün karakoldayız, her gün ifadeye gidiyoruz. Artık polislerle ahbap-çavuş olduk. Bir ay içerisinde yaşadıklarımızı söyleyeyim: Bir Yeni Zelanda uyuşturucu baronu benden şikâyetçi olmuştu. Onun için ifade vermeye gittim. Kamu bankası Halkbank, mafyaya 400- 550 milyon kredi vermiş. Onun haberini yapmıştık. Onunla ilgili gittik, ifade verdik. Yaptığımız haberlerin hepsi belgeli. Eskiden belge olduğunda dava açmıyorlardı. Artık yargı da kontrolden çıkmış. Belgeli haberleri de dava ediyorlar.  Biz ifademizi verir, duruşmalara da çıkarız. Adliyeler ikinci evimiz oldu. Asıl mesele halkın gerçeklere ulaşması önündeki engeller. Bu ödülü, bu uğurda mücadele eden meslek grubu adına alıyorum. Ne kadar tehdit ederlerse etsinler, tutuklasalar, öldürseler bile mesleğimizin ustalarının gösterdiği gibi yazmaya, haberlerimizi halka ulaştırmaya devam ediyoruz. TGC her zaman yanımızda, kendimizi mücadelede yalnız hissetmiyoruz.”

KURUM DALINDA ÖDÜLÜN SAHİBİ DEPREM BÖLGESİNDEKİ GAZETECİLER

Deprem Bölgesindeki gazeteciler “6 Şubat Deprem Felaketinde ailelerini, yakınlarını, çalışma arkadaşlarını, evlerini ve iş yerlerini kaybeden gazeteciler, yaşadıkları yerlerdeki sorunları gündeme taşıdıkları için uğradıkları ağır baskılara rağmen, olağanüstü fedakârlıkla, çok zor şartlarda görev yapmaya devam ettikleri için” Kurum dalında ödüle değer görüldü. Deprem Bölgesindeki Gazeteciler adına ödül, TGC il temsilcileri ile meslek örgütlerine verildi.

TGC Kahramanmaraş Temsilcisi Sırı Berk Arslan ödülü alırken “Bu ödülü zor şartlarda görev yapan bölgedeki arkadaşlarım adına alıyorum Allah bir daha böyle bir depremi hiçbir ülkede, hiç kimseye yaşatmasın” diye konuştu.

TGC İskenderun Temsilcisi Akın Bodur ödülü alırken “24 Temmuz’un bayram değil, mücadele günü olduğunu gösteren en somut örneklerden biri siyasetçiler tarafından 63 gazetecinin hedef gösterilmesidir. Sadece kentlerin yıkılmadığı, insanların göç ettiği yaşamın değiştiği deprem bölgesinde, gazetecilik çok zor şartlar altında olsa da devam ediyor, edecektir” dedi.

TGC Gaziantep Temsilcisi Bekir Şahin konuşmasında şunları söyledi: “Bölgede çok acı kayıplar yaşadık. Deprem bölgesindeki arkadaşlarımıza gösterilen bu ilgiye teşekkür ediyorum. TGC’nin yaşadığımız sıkıntılı süreçte yanımızda olmasından çok mutluyuz. Böyle bir meslek örgütümüz olduğu için gurur duyuyoruz.”

TGC Diyarbakır Temsilcisi Faruk Balıkçı ödülü alırken “Böyle bir ödül almak önemli. Herkes deprem olduğunda ailesini arar. Ama gazeteciler bir de haber yapmak zorunda kaldılar. Ödülü depremi yaşayan tüm meslektaşlarım adına alıyorum” dedi.

TGC Adıyaman Temsilcisi Hacı Mehmet Gelir görüşlerini şöyle ifade etti: “6 Şubat 2023 depremi dünyada emsali görülmemiş insanlığın yüz karası olabilecek bir deprem.  Çocukluktan bu yana gazetecilik yapıyorum. Adıyaman depremde çok yalnız ve yoksul bırakıldı. AFAD yoktu. İlk dört günde devlet yoktu. Biz böyle bir süreçten çıktık geldik. Uzun yıllar yoksulluk, işsizlik bölgemizde sürecek. Ödülü Adıyamanlı gazeteciler adına alıyorum.”

TGC Adana Temsilcisi İsmail Başkan ödülü alırken “Basın Özgürlüğü İçin Mücadele Günü’nde unutulmamak, anılmak, onurlandırılmak gerçekten çok güzel bir duygu. Bu ödülü elbette deprem bölgesinde yaşamını yitiren, mücadele eden gazeteci ve meslektaşlarımızın adına alıyoruz” diye konuştu.

TGC Hatay Temsilcisi Mithat Kalaycıoğlu ödülünü alırken “Ben depremin yıktığı, tarla olan Hatay’dan geliyorum” diye başladığı konuşmasını şöyle sürdürdü: “Hatay’da çok sayıda gazeteciyi kaybettik. Hatay ile ilgili bugüne kadar beş kitap yazdım. Ancak beşinci kitabım depremde kayboldu. TGC’nin deprem sonrası Hatay’daki meslektaşlarımıza verdiği destek bizim için çok anlamlıydı. Hataylı gazeteciler adına ödülü alıyorum.”

TGC Osmaniye Temsilcisi Muzaffer Yüksel Kaya ödülünü alırken şöyle konuştu: “Depremin ağır sürecinde Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin dışında hiçbir STK bize ulaşmadı. Cemiyetimiz deprem olduğu saatten itibaren bizi takip ederek rapor aldı. Neler yapılabileceğini sordular. Yalnız olmadığımızı gösterdiler.” 

Malatya Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Vahap Güner ise ödülü aldıktan sonra yaptığı konuşmada “Malatya basınının binaları depremde tamamen yıkıldı. Malatya’da bir alanda 20 adet konteyner oluşturduk. Meslektaşlarımız bu konteynerlerden hizmet veriyor. Evlerimiz, iş yerlerimiz yıkıldı. TGC’nin bize sağladığı cep telefonu, bilgisayar, fotoğraf makinesi bize hayati katkı sağladı” dedi.

Şanlıurfa Gazeteciler Birliği Derneği Başkanı Veysel Polat ödülü alırken “TGC’ye özellikle deprem bölgesindeki gazetecileri unutmadıkları için teşekkürüm var. Hepimiz çok ağır süreçlerden geçtik. Cemiyetimizin üyesi olmaktan gurur duyuyorum” dedi.

Kilis Gazeteciler Derneği Başkanı İbrahim Güneş “Bu ödülü almaktan çok mutluyum. Kentimizde çok zor bir dönem yaşadık. Evlerimiz, iş yerlerimiz yıkıldı. Ekipmanlarımızı alamadık. Ama zorluklara rağmen gazetecilik yapmaya devam ediyoruz” diye konuştu.