Urfa'da pek çok tarihi ev restorasyonla otel, restoran gibi işletmelere dönüştürülecek. Turizm sektörü durumdan memnunken, Şehirciler Odası restorasyonların usule uygunluğuyla ilgili endişeli.

Göbeklitepe’nin UNESCO Dünya Miras Listesi'ne girmesiyle tarihçilerin ve turistlerin gözlerini çevirdiği Urfa’nın tarihi evleri de turizme kazandırılmak isteniyor.

Maraş depremi sonrası kentteki tarihi evler ya yıkılmış ya da zarar görmüştü. Bu nedenle Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından geçen yıl 150 milyon lira hibe ile 85 tarihi Urfa evi aslına uygun restore edilerek turizme kazandırıldı.

AK Parti Şanlıurfa Milletvekili Cevahir Asuman Yazmacı da geçtiğimiz aylarda 6 Şubat depremlerinden etkilenen 110 tescilli yapının restorasyonu için Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından yaklaşık 150 milyon liralık hibe desteği sağlanacağını duyurmuştu.

‘PROJELER KURULDAN GEÇİYOR’

Gazete Duvar’dan Fatma Keber’in haberine göre, önümüzdeki yıl yapılacak olan hibeden yararlanmak isteyenler için son başvuru tarihi 29 Ağustos 2024. Söz konusu süreç, yapı sahipleri ve turizm sektörü için olumlu bir gelişme olarak görülürken şehir plancıları, usule uygun olmayan bir restorasyon sürecinden endişe ediyor.

Konuya ilişkin ulaştığımız İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü yetkilisi restorasyonun, 'Koruma Amacı İmar Planı’na uygun olarak projelendirildiğini belirterek, “Bu yapıların projelerle hazırlanan tescilli konutlar, butik otele çevrilebiliyor. Kurul kararıyla beraber, onaylı kurul projesi ile süreç işliyor” dedi.

Yasal sürecin bahsettiği gibi gittiğini bildiren yetkili, “Kimse kafasına göre yapamaz, bunların hepsinin onaylı projesi olmak zorunda” diye konuştu. Yetkili, projenin depremde hasar gören tarihi yapıları kurtarmak üzere ortaya çıktığını da sözlerine ekledi.

‘URFA’DA ALAN YÖNETİMİ GECİKTİ’

Urfa Şehirciler Odası Başkanı Selim Acar ise sürece dair kaygılı. Acar alan yönetimine işaret ederek, "Urfa'da alan yönetimi biraz geciktiği için bu noktada herkes gelişigüzel hareket ediyor ama alan yönetimi olsaydı belli adalarda belli fonksiyonlar olurdu. Bu belirlenen fonksiyonlarda hangi adada o işlerin yapılacağı tespit edilip ona göre bir yol haritası çizilmesi gerekirdi. Diğer fizibilite işlerimizde olduğu gibi gelişigüzel hareket ediyoruz. Bu noktada işin teknik kısmında dönüşmesinde sakınca görmüyoruz” diye konuştu.

Acar, fonksiyonel olarak bazı sakıncalar olduğunu şu ifadelerle aktardı: “Siz bir Alaçatı’yı gidip gezdiğinizde hepsinin butik otel olduğunu düşünün, beğenir misiniz? Sanmıyorum. Onun için bunun fonksiyonlandırılmasının düzgün bir şekilde yapılması gerekiyor. Eski tarihi Urfa'yı, Sur içindeki Urfa'yı bir şekilde yaşatabilirseniz bunu başarmış olursunuz. Herkesin her şeyi yapmasını doğru bulmuyoruz.”

‘HERKES KAFASINA GÖRE YAPARSA KARMAŞA OLUR’

“Usulde herkes kafasına koyduğu şeyi yapıyor ama onu bütüncül bakışı açısına oturtulması gerekiyor” diyen Acar, genel yapıyı bozmamak adına yapılabilecek restorasyona dair şu öneride bulundu: “Bir kere alanın çok iyi yapılması gerekiyor. Örneğin bir ada kafe-restoran olur, bir ada hediyelik eşya olur; yöresel el sanatları adası olur. Diğeri yine geleneksel sanatların icra edildiği, Urfa’ya ait geleneklerin sergilendiği yer olur. Ama herkes kendi kafasına göre yapıyor, bu da bir karmaşıklığa neden olur.”

BELEDİYE: DENETİMDEN GEÇİRİYORUZ

Sürecin nasıl işlediğine dair ulaştığımız Şanlıurfa Büyükşehir Belediyesi yetkilisi ise şunları aktardı: “Projelendirilip bize sunuyorlar. Biz de Koruma Kurulu’na gönderiyoruz. Koruma Kurulu onay verdikten sonra, bizim iznimiz dahilinde projelerine başlıyorlar. Proje, kuruldan geçtikten sonra vatandaş istediği gibi ticarethaneye çevirebilir. Bunun aslına uygun bir şekilde yapılması önemlidir. Bizler bunları denetliyoruz. Daha sonra bunlar işletmeye açıldığı zaman ruhsat başvurusuna bulunuluyor. Biz de mimari açıdan bir sıkıntı var mı, eksiklik var mı diye bakıyoruz; yoksa o işletmeye ruhsat veriyoruz.”

Yetkili, şimdiye kadar bu kapsamda kaç tane işletmeye ruhsat verildiğine dair tam sayı vermedi.

‘BU TEŞVİKLERDEN HERKES FAYDALANAMIYOR’

İsrailli yayıncılara ve kurumlara karşı tarihin en büyük kültürel boykotu başladı İsrailli yayıncılara ve kurumlara karşı tarihin en büyük kültürel boykotu başladı

Şanlıurfa Bölgesel Turist Rehberleri Odası (ŞURO) Genel Sekreteri Müslüm Çoban ise tarihi evlerin kurtarılması gerektiğini belirtirken, herkesin projelere başvuramadığından şikayetçi.

Çoban, “Her ev sahibi bu hibe programına başvuruda bulunamıyor. Urfa'nın tarihini, kültürünü yansıtan eski Urfa evlerinden bazıları tarihi olmasına rağmen tescilli değil” diye konuştu. Çoban, restorasyon sürecinde sadece proje bedelinin verildiğini söyleyerek 'tescil sorununun' çözülmesini istedi: “Kültür Bakanlığı, Kalkınma Ajansı bu işe dahil edilebilir, gelip evleri tescilleyebilirler. Bu evlerin kurtarılması lazım.”

Çoban ayrıca depremde hasar alan bu evlerin, hem Urfalılar hem turistler için tehlikeli olduğuna dikkat çekti: “Birçoğu hasarlı ve yıkılma tehlikesi ile karşı karşıya, sokaktan geçenlerin can güvenliği risk altında. Bunların da ivedilikle hızlı bir şekilde olumsuz bir durum ortaya çıkmadan yıkılması veya restore edilip lazım.”

Kaynak: Gazete Duvar