Efe Baştürk’ün Fol Kitap etiketiyle yayımlanan kitabı, sanat eserleri üzerinden siyaset felsefesinin derinliklerine iniyor ve imgelerle düşünce arasındaki bağı inceliyor.
Efe Baştürk, "Sahnedeki Siyaset" adlı kitabında, Batı sanat tarihinin önemli ressam ve heykeltıraşlarının eserlerini ele alarak, siyasetin ve siyaset felsefesinin temel kavramlarını sanatın perspektifinden inceliyor. Yunan ve Roma dönemlerinden başlayarak, Caravaggio, Klimt, Delacroix, Goya ve Turner gibi sanatçıların yapıtları üzerinden siyasal düşüncenin imgelerle nasıl şekillendiğini gösteriyor.
Baştürk, kitabında siyaset ile sanat arasındaki ontolojik bağı irdeleyerek, sanat eserlerinin siyasal düşünceyi nasıl yansıttığını ve dönüştürdüğünü ortaya koyuyor. Ön sözünde, siyasal düşüncenin imgelerle olan ilişkisini, Platon'dan itibaren tarihsel bir bakış açısıyla değerlendiriyor. Ona göre, Batı siyasal düşüncesi, nesnelerin ve imgelerin ötesinde, düşüncenin zamansal açıklığını anlamaya yönelik bir çaba ile şekillenmiştir.
Kitap, okuyuculara sanat eserlerini "başka bir gözle" değerlendirme fırsatı sunarken, aynı zamanda siyasal düşüncenin imgelerle nasıl şekillendiğini keşfetmelerini sağlıyor. Başta Platon'un mitolojik hikâyelerine yaptığı atıflar olmak üzere, düşüncenin tarihsel bağlamdan bağımsız bir boyuta ulaşma çabasını vurguluyor. Bu bağlamda, siyasal terimlerin tarihsel arka planını aşan evrensel bir içeriğe sahip olduğunu savunuyor.
Baştürk, Rönesans döneminden Devrim'e kadar, sanat eserleri üzerinden düşünce ile imge arasındaki bağıntıyı araştırıyor. Kitabın amacı, sanat ile siyaset arasındaki bu bağlantıyı düşünsel bir derinlikle ele almak. Eserlerin kompozisyonları ve ögelerinin yerleşimleri üzerinde durarak, okurlarını sanat eserlerini siyasal açıdan yorumlamaya davet ediyor.
"Sahnedeki Siyaset", sanat ve siyaset meraklıları için kapsamlı bir kılavuz niteliği taşıyor. Efe Baştürk, düşünce dünyasını ve sanatın derin anlamlarını keşfetmek isteyenlere yeni bir bakış açısı sunarak, tarih boyunca sanat ve siyaset arasındaki ilişkiyi yeniden değerlendirmeye çağırıyor. Bu eser, sadece sanat eserlerini değil, aynı zamanda siyasal düşüncenin doğasını anlamak için de önemli bir kaynak niteliği taşıyor.
Kitabın tanıtım bülteninde bir kesit…
Sanat hakkındaki yerleşik kanıların başında, sanatın amacının tek bir imgede genel ilkeyi yakalamak ve ifade etmek olduğu gelir: Bir imge, bir ezgi, kâğıda dökülmüş birkaç satır bazen bir olanağı, bazen bir zorunluluğu, ahlaki bir gerekliliği veya kişilerin içinde bulunduğu tekil durumlar ile insanlığın doğası arasındaki çelişkiyi sergilemek üzere kullanılır. Bu bakımdan Batı kültürünün tarihinde özellikle resim ve heykel sanatı öne çıkar: Tablolar ve heykeller başından itibaren birer süsten fazlası olmuşlar, siyasi düşüncenin, ilkelerin ve kavramların ifadesi, iktidar, kimlik ve toplum hakkında yapılmış yorumlar, uyarılar, çağrılar, hatta kınamalar olagelmişlerdir.