Bayrak Radyo ve Televizyon Kurumu’nun 60. Yıldönümü sempozyumunda konuşan TRT Genel Sekreteri İbrahim Keleş, “kitle iletişim araçları aslında tarih yapma ve yazma rolünü gönüllü olarak gerçekleştiren çok önemli araçlardır.” dedi.
Bayrak Radyo ve Televizyon Kurumu’nun 60. yıldönümü etkinlikleri çerçevesinde Girne’de düzenlenen “hakikat sonrası çağda kamu yayıncılığı” sempozyumunda konuşan TRT Genel Sekreteri İbrahim Keleş “toplumsal hafıza ve kamu yayıncılığı” konusundaki sunumunda kamu yayıncılığının en önemli görev ve sorumluluklarından birinin toplumsal hafıza olduğunu ifade etti.
TOPLUMSAL HAFIZA, GEÇMİŞLE BUGÜN ARASINDA KURULAN BİR KÖPRÜ
İbrahim Keleş, “Kamu yayıncılığı hafıza oluşturmak açısından çok önemli. Ancak en önemli özelliklerinden bir tanesi toplumsal hafızayı oluşturması. Toplumsal hafıza, bellek ne dersek diyelim bu geçmişle bugün arasında kurulan bir köprü. Toplumsal hafızayı kültürel, siyasal, ekonomik benzeri değişimlerin sonrasındaki tüm kuşaklara aktarılan bir araç olma özelliğinden ve toplumun geleceğini şekillendirmesi, kitle iletişim araçları ve özellikle televizyonun büyülü dünyanın kapısını açması nedeniyle, kitle iletişim araçlarının etkisi altında olan tüm hafızaları ve bütün bilgi birikim ve belleği oluşturması açısından çok önemli bir kavram olarak ele alıyoruz.
KİTLE İLETİŞİM ARAÇLARI TARİH YAPMA VE YAZMA ROLÜNÜ GÖNÜLLÜ OLARAK GERÇEKLEŞTİREN ARAÇLARDIR.
Çünkü bellek geçmişten gelen bilgi ve birikimlerin diğer kuşaklara aktarılmasıyla anlam kazanıyor. Onun içinde bizim en çok kullandığımız kelimelerden bir tanesi de “gelenek” dolayısıyla gelene ek olan olarak aktarılan gelenek aslında bir toplumun hem kültürel hem sosyal hem de siyasi hayatının en önemli noktalarından birisini oluşturuyor.
Bu bağlamda kitle iletişim araçları aslında tarih yapma ve yazma rolünü gönüllü olarak gerçekleştiren çok önemli araçlardır. Bu araçların en önemli özelliklerinden bir tanesi de tarih yapma ve yazma olayını günlük hatta anlık olarak gerçekleştirmesidir.
Tüm bu açılardan baktığımız zaman toplumsal hafızanın oluşmasında geçmiş, şimdi ve gelecek arasında yayın yapan tüm kitle iletişim araçları bir bağ kuruyor. En önemli bağ kurma araçlarından bir tanesi de kamu yayıncılarıdır. Kamu yayıncılarının da en önemli özelliklerinden bir tanesi sorumluluk sahibi olmasıdır. Aklına gelen, reyting alabilen işler değil gerçek, doğru ve teyit edilebilir bilgileri aktarabiliyor olması özelliğidir. Bu kapsamda belki biraz haberi teyit etmek için zaman gerekebilir. Ancak yalanın yedi kat daha hızlı yayıldığını düşünürsek bir yalanı yaymaktansa bir gerçeği biraz daha geç vermek kamu sorumluluğu açısından çok önemli olduğunu düşünüyoruz.
Toplumsal hafıza ve bellek kamu yayıncılığı tarafından veya diğer tüm kitle iletişim araçları tarafından sadece şekillendirilmez bazen de yok edilir veya silinir. Bu kapsamda da yine kamu yayıncılığına ayrı bir sorumluluk düşüyor. Hem silinmek istenen, gerçekliğinden şüphe duyulan milli, manevi değerlere yine şüpheye neden olan araçlar üzerinden giderme imkânı tanıyor.
TRT, HAFIZALARIN KENDİSİNE TESLİM VE EMANET EDİLMİŞ OLDUĞUNUN BİLİNCİYLE HAREKET EDİYOR.
TRT iki yıldır motto olarak “TRT hem bellektir hemde gelecek” sloganını kullanıyor. Tüm yayınlarını TRT “özü sözü insan” anlayışı ile gerçekleştiriyor. Yayınlarında en önemli kriteri aslında hafızaların kendisine teslim ve emanet edilmiş olduğunun bilinciyle hareket etmesi. Onun için Türkiye Radyo Televizyon Kurumunun 18 televizyonu, 17 radyo kanalı var. Yabancı dilde yayın yapan Voice Of Turkey adı altında toplanmış olan 41 dil ve lehçede yayınları var. 8 dijital uluslararası haber platformu var. Türkiye ve dünyada artık dijital çağda olduğumuz için uluslararası dijital platform televizyonun akıllı cihazlarla en çok tercih edildiği bir noktada TRT tabii diye yeni bir uygulamasıyla hem Türkiye’de hem de dünyaya bu manada bir yeni alan açıyor. Ve bu kapsamda da bunu bir kamu yayıncılığı sorumluluğuyla gerçekleştiriyor. Kamu yayıncılığının toplumun hafızasını oluşturmada özel bir sorumluluk ve görevinin olduğunun bilinmesi bizim için önemli, kamu yayıncılığı içinde çok önemli olduğunu biliyoruz.
KAMU YAYINCISININ SORUMLULUĞU DİĞER TÜM YAYINCILARDAN FAZLA
Marshall Mcluhan’in Global Köy söylemi gerçek olabilir mi? Olmaz mı?’yı tartıştığımız bir dönemden şimdi yurttaş gazeteciliğini tartışıyoruz. Her vatandaşın gazeteci olduğu herkesin elindeki bir telefonla dünyanın herhangi bir noktasından bir başka insanla beraber aynı televizyonda aynı ekranda aynı duygu düşünceleri paylaşmak veya tartışmak üzere bir araya geldiği ortamda kamu yayıncılığı hem yurttaş gazeteciliğinin hem sosyal medyanın hem de dezenformasyon aracı olarak medyayı kullanmak isteyen kötü niyetli ve bilinçli veya bilinçsiz olsun tüm haberlerin karşısında güçlü bir sorumlulukla bu görevi yerine getirmek zorunda.
Onun için eleştirilerin odak noktasında her yerde ister Türkiye’de ister KKTC’de isterse de dünyanın herhangi bir ülkesinde kamu yayıncısıysanız sizin sorumluluğunuz diğer tüm yayıncılardan biraz daha fazla. Bizde bu bağlamda TRT olarak hem bellek hem hafıza hemde toplumsal hareketler konusunda hem Türkiye’de hem de dünyanın bir çok yerinde sesi duyulmayan, kendisini ifade edemeyen ve yeterince yer bulamayan tüm mazlum kimsesiz ve zulme uğramış milletlerin, toplulukların, ülkelerin sesini duyurmak için hem haberlerimizde hem de diğer tüm yayınlarımızla önemli bir görev ifa ettiğimizin bilinciyle hareket ediyoruz.
BELGESEL, HAFIZANIN KAYITLARA BELGELERLE GİRMESİ AÇISINDAN ÖNEMLİ
Kamu yayıncılığının en önemli sorumluluklarından bir tanesini belgeselcilik olduğunu düşünüyorum. TRT hem belgesel kanalı ile hem çeşitli belgesellerin ödüllendirildiği ki bu sene 14’üncüsünü gerçekleştirdiğimiz TRT Uluslararası Belgesel Ödülleri’yle bu hafızanın da kayıtlara belgelerlerle girmesi için çalışmalar yapıyor.” dedi.