Neyzen Ahmed Şahin, müzik ve ruhsal gelişim üzerine önemli bir değerlendirmede bulunarak, kadim Türk musikisinin ruhu dinlendirme ve terbiye etme özelliğine vurgu yaptı.
Esenler Belediyesi Kültür İşleri Müdürlüğü tarafından düzenlenen Buhurizade Mustafa Itrî Kültür Sanat Sezonu'na özel “İstanbul Sohbetleri: Zevk-i Selim” programında, ünlü neyzen Ahmed Şahin konuk oldu. Dr. Kadir Topbaş Kültür Sanat Merkezi'nde gerçekleşen etkinlik, Cemalettin Tül'ün moderatörlüğünde, geleneksel sanatlar, edebiyat, müzik ve görsel sanatlar gibi birçok kültürel başlığı ele aldı.
Neyzen Ahmed Şahin, programda müziğe olan ilgisinin lise yıllarına dayandığını ve o dönemde müzikle tanıştığını ifade etti. Lisede, hocasının onu müzik koluna yönlendirdiğini ve bu kararın hayatındaki dönüm noktası olduğunu belirtti. “Gezi koluna girdim ama hocam sesimi beğendi, müzik koluna yazdırdı. O an hayatım değişti,” diyerek müziğe olan tutkusunun başladığını anlattı.
Şahin, günümüzde müziğin çoğunlukla eğlencelik bir araç olarak sunulduğunu ve müziğin ruhu geliştirme amacıyla yapılması gerektiğine dikkat çekti. Modern eğitim sisteminde Türk musikisinin yerine batı müziği dayatıldığını ifade eden Şahin, “İlkokulda öğretilen şarkılarla büyüdük. Beethoven ve Mozart’ı öğrettiler, ama Dede Efendi’yi hiç anlatmadılar,” diyerek eğitim sistemindeki eksikliklere değindi. Ancak, imam hatip okulunda tanıştığı Dede Efendi’nin müziği, ona kendi kadim musikimizin değerini kavratmış.
Günümüzde belli bir müzik anlayışının dayatıldığını kaydeden Şahin, sözlerine şunları ekledi:
“Müzik deyince günümüzde abidik gubidik şeyler anlaşılıyor. Çünkü böyle dayatılıyor. Biz ilkokulda müzik dersi deyince ‘Dere Geliyor Dere’ ‘Fış Fış Kayıkçı’dan başka bir şey öğrenmedik. Ama ta o zamanlardan piyanoyu, gitarı öğrendik. Beethoven, Mozart’ı anlattılar ama Dede Efendi’yi anlatmadılar. Dede Efendi’yi ben imam hatipte öğrendim. Onda da hocamın neyzen olması büyük bir faktördü. Kendi müziğimiz deyince bunun ne demek olduğunu bilmeyen bir nesil yetişiyor. Bizim kadim musikimizin özelliği ruhu dinlendirmektir, terbiye etmektir. Bu nedenle musikimiz yüzyıllarca tıpta kullanılmıştır. Tekkelerde insanları olgunlaştırmak için musikiyle eğitmişlerdir. Musikimizin böyle bir özelliği var. Müziği eğlenmek için mi yapıyoruz yoksa ruhumuzu geliştirmek için mi yapıyoruz? günümüzde bu gayeden uzak olanlar musikimizden hoşlanmıyor olabilir.”