Selçuk Artut'un "Hayalet Uzuvlar" sergisi, görsel algı ve beden arasındaki ilişkiyi sorgularken, yokluk ve varlık arasındaki kırılgan bağları inceleyen eserlerle izleyiciyi etkiliyor.
Zilberman, 5 Nisan 2025 tarihine kadar Selçuk Artut’un son dönem çalışmalarını bir araya getiren Hayalet Uzuvlar adlı kişisel sergisine ev sahipliği yapıyor.
Sergi, Zilberman Selected’da, görsel algı, alan ve beden arasındaki bilinç sınırlarını sorgulayan eserleriyle dikkat çekiyor. Hayalet Uzuvlar sergisi, izleyiciyi, yokluk ile varlık arasındaki ince ilişkiyi ve görsel algının karmaşık yapısını keşfe çıkarmaya davet ediyor.
Serginin ismi, fizyolojik, psikolojik ve nörolojik bir fenomenden alınan "hayalet uzuvlar" kavramına dayanmaktadır. Bu fenomen, ampute edilmiş bir bedenin algısının sınırlarını sorgular. Merleau-Ponty’nin de incelediği bu kavram, bedenin yalnızca fiziksel parçalardan oluşmadığını, aksine algı ve eylem yoluyla dünyada canlı ve dinamik bir varlık olduğunu vurgular. Artut, "hayalet uzuv" metaforunu kullanarak, görsel algıyı vücudun bir uzantısı olarak ele alır ve algı ile bedenin rolünü irdeler.
Serginin önemli bir parçası olan Geomart-ut serisi, geleneksel geometrik desenlerin çağdaş bir bakış açısıyla yeniden ele alınmasını içeriyor. Sergide, bu serinin iki heykele yansıması ve Karatay Medresesi’nde yer alan desenlerden esinlenen Presence in its Absence adlı iki kanallı, yaratıcı kodlama ile üretilen video yerleştirme dikkat çekiyor. Bu eser, geleneksel görsel algıyı sorgularken, algılanan dünyadaki ikili yapıyı ortaya koyuyor.
Artut, sanatında insan ve teknoloji arasındaki dinamik etkileşime de yer verir. Bu etkileşim, insan algısının, deneyimlerinin ve ilişkilerinin yeniden şekillendiğini sorgulamaktadır. Hayalet Uzuvlar sergisi, tarihsel geometrik desenleri çağdaş bir mercekle yorumlarken, insan ve teknoloji arasındaki kesişim noktalarını da gözler önüne seriyor.
Sergi, görsel ve bilişsel algının sınırlarını zorlayan bir deneyim sunuyor. Artut, geometrik desenlerle farklı biçim ve boyutlarda oynayarak, izleyiciyi aktif bir katılıma teşvik eder. Bu sayede, izleyici bedeninin sergi alanındaki konumuyla, eserleri çok yönlü bir şekilde algılama fırsatı bulur.
Serginin Planet adlı eseri, görsel gerçekliğin ikiliğini inceleyen çarpıcı bir yapıt olarak öne çıkıyor. Artut, Maymunlar Gezegeni (1968) filmindeki özgürlük heykelinin kuma gömüldüğü sahneden ilham alarak, geçmişin ve kopmuş bağların sembolü olarak bir yapay gün batımı manzarası tasvir eder. Bu eser, geçmişin ve geleceğin, yükselişin ve çöküşün arasında bir illüzyon yaratır.
Hayalet Uzuvlar sergisi, izleyiciyi görsel algının çok katmanlı yapısında derin bir yolculuğa çıkarmayı amaçlar. Geometrik desenler, kültürel geçmişin hayalet kalıntıları olarak yeniden biçimlendirilir. Artut, sergi aracılığıyla hafıza, yokluk ve varlık arasındaki ince sınırları ve gerçeklik ile algı arasındaki ilişkiyi sorgulayan önemli bir sanat deneyimi sunuyor.
Sergi, 5 Nisan 2025 tarihine kadar Zilberman’da izlenebilir.
